Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ROMAIN PUÉRTOLAS - Eyfel Kulesi Kadar Kocaman Bir Bulutu Yutan Küçük Kız

Resim
Yazarın en dikkat çekici yanı romanlarının isimleri olmalı... İkea Dolabındaki Hint Fakirini gördüğümde komik bir roman herhalde diye düşünmüştüm ama okumak aklımdan geçmemişti... bu yeni uzun isimli kitabı okumamın sebebi ise Faslı, hasta küçük bir kızı evlat edinen Fransız kadının ilginç gelmesiydi... Mutlu, hoş ve sevimli bir romanmış, bir yandan masallara veya çocuk hikayelerine benziyor, bir yandan da ülkelerin, toplumların, liderlerin (Obama, Putin ve Hollande ile inceden dalga geçiyordu) ve her şeyin Çin malı olmasının kritik edildiği bir kitaptı... Çok akıcı, neşeli, komik fantastik hikayelerle bezeli olduğu için keyifle okuyorsunuz, ben sevdim size de öneririm... Yazar: Romain Puértolas Çevirmen : Ebru Erbaş Sayfa Sayısı  : 231 Basım Yılı  : 2016 Yayınevi : Can Tebligat Noktagil, babasından kalan mayonez tarifini mükemmelleştirmekten başka bir hırsı olmayan, altı ayak parmaklı, Parisli genç bir kadın postacıdır. Günün birinde, Marakeş'e yaptığı

SANATÇI VE ZAMANI SERGİSİ - İSTANBUL MODERN

Resim
Bugün İstanbul Modern'de Sanatçı ve Zamanı sergisine gittik... İsim üzerine tıkladığınızda serginin detaylarına ulaşabilirsiniz...  Sergiyi çok beğendik, bu blogda kitap tanıtımı dışında farklı bir şey yazmak istemesem de bu güzel sergiden bahsetmesem olmazdı... ''İstanbul Modern “Sanatçı ve Zamanı” adlı koleksiyon sergisi ile sanatçıların zaman fikri etrafında birey olarak kendilerini ve çalışmalarını nasıl konumlandırdıklarına odaklanıyor. Sergi, sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa ve hesaplaşmaya dair bir düşünce alanı öneriyor. Geçmişten geleceğe farklı zamanları, belirli ortak temalar çerçevesinde bir araya getiriyor.'' ''Sergi, sanatçıların kendi zamanlarını nasıl deneyimlediklerine, geçmişten gelip geleceğe akan zaman karşısında duydukları endişe ve hayal kırıklıklarına, iç zamanları ile başkalarının zamanları arasında kurdukları derin yakınlıklara işaret ediyor.'' Ço

JULES VERNE - Mişel Strogof

Resim
Çocukluğumun muhteşem yazarı Jules Verne’den çok sayıda kitap okudum ama bu romandan sevgili  ‘’Kitap Eylemi’’ sayesinde haberdar oldum, hemen aldım ama ancak okuyabildim...  Bu roman nasıl iyi geldi anlatamam, çok keyifli bir okuma oldu... eski dostlar her zaman iyidir... Sibirya’da Tatar İsyanı sırasında telgraf hatları kesildiği için Çarın ulağı Mişel Strogof Moskova’dan İrkutsk’a (5523 km) Çarın bir talimatını götürmek üzere yola çıkar... bu tehlikeli ve uzun yolculukta kimliğini gizleyerek atla veya yürüyerek bu güç görevi tamamlamak zorundadır... yolda karşılaştığı genç Nadya ve iki gazeteci ile zaman zaman kader birliği içinde tüm Sibirya’yı kat ederler... çetin doğa koşulları ve isyancılarla dolu macerayı okuruz... Detaylı ve sürükleyici bir anlatımı olan bu romanı herkese öneririm, kaçırmayın okuyun... Yazar: Jules Verne   Çevirmen : Nihan Özyıldırım Sayfa Sayısı  : 576 Basım Yılı  : 2013 (3. Baskı) Yayınevi : İthaki 1800'lerin ikinci yarısı

CONSTANTIN GÖTTFERT - Steiner'in Hikayesi

Resim
Bu kitabı yeni çıktığında görmüş, arka kapak açıklamasından güzel olabileceğini düşünmüştüm... Sabit Fikir’de Ömer Türkeş ’in yazdığı ayrıntılı tanıtımda ‘’Temasal zenginliği, çok katlı okumalara izin veren yapısı, ironik anlatımı ile Steiner’in Hikâyesi, bu yıl içinde okuduğum en iyi romanlar arasına giriyor.’’ ifadesini görünce de harika o zaman alayım demiştim... şimdi sırası geldi ve okudum... Göttfert 1979 doğumlu Viyana Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiş, müzikle de ilgilenen Avusturyalı bir yazar, bu ikinci romanı... bu kitapta başarılı bulduğum, ülkesinin göçmenlere/sığınmacılara olan bakışını çok dürüstçe dile getirmesi oldu... hiç eğip bükmeden olduğu gibi yazmış... ‘’Burası Avusturya demekti bu bakış, buraya kimse giremez! Doğudan gelen tehlike –yüzyıllardan beri korunan bir Avusturya korkusu... Burada medeniyet, karşıda barbarlar... Demir Perde’nin yeniden inşasından başka bir şey istemeyen insanlar olduğunu biliyordum. Bu sefer –böyle demişti bir

HİKMET HÜKÜMENOĞLU - KÖRBURUN

Resim
Hikmet Hükümenoğlu ’ndan daha önce hiç okumadım bu kitabı gördüğümde de kapağı çok ilgimi çekti ve okumaya karar verdim... tam o sırada blogger arkadaşımız ‘’Okuma Günlüğüm’’ çok güzel bir tanıtım yazısı yayımladı, ben de daha fazla gecikmeyeyim dedim... Konu yakın tarihimizi ortaya seriyor, tekrar tekrar yaşadığımız travmaları, ötekileştirmeye doyamamamızı, birilerinin oyununa sürekli gelmemizi anlatıyor da anlatıyor... bugünde aynı karabasanın içindeyiz değişen bir şey yok... 30 yıllık (1960-1990) bir zaman diliminde geçiyor, mekan olarak da ücra, küçük bir ada seçilmiş, dolayısıyla karakterleri üzerinde klostrofobik bir etkisi var ama bir yandan da o adadan ayrılırlarsa ne yapacaklarını, kendilerini nasıl ifade edeceklerini bilemiyorlar... Yazar kendi tanıtımında önce öykü yazmayı planladığını buna başladığını ama kendiliğinden yazdıklarının romana çevrildiğini belirtiyor ki bu belli oluyor... biraz fazla karakter var, hepsinin hayat hikayelerinin detayına giriliyor... ba

MARIO VARGAS LLOSA - HINZIR KIZ

Resim
Peru'lu yazar Vargas Llosa’dan okumaya Hınzır Kız ile başladım ve yine çok geç kalmışım... muhteşem bir yazar, çok güzel bir roman, çok iyi bir çeviri... Perulu genç Ricardo’nun hedefi Paris’te yaşlanıp ölmektir , bu isteğini gerçekleştirmek için Paris’e gider, orada kendine bir hayat kurar ama çocukluk aşkı ‘’Hınzır Kız’’a rastlayınca marazi bir aşkın ve uzun bir maceranın başlangıcı olur... Hınzır Kız aykırı bir kişiliktir, Ricardo da aşk her şeyi affeder mi? sorusuna daima evet diyen biridir... ve otuz yıllık inanılmaz bir ilişkiyi okuruz... bu aşkın arka planında ise bu sürede tüm dünyada yaşanan sosyal/siyasal olayları görürüz... soğuk savaş günlerinde özgürlük hareketlerinin merkezindeki Paris’te 60’lı yıllar, çiçek çocukların Londra’sında 70’li yıllar, tüm hikaye boyunca Peru’da yaşananlar ayrıntılı olarak anlatılıyor, ilave olarak Tokyo ve Madrid’de var... Güney Amerika Ülkeleri ile Türkiye’nin benzeşmesini çok şaşırtıcı buluyorum coğrafi, sosyal, tarihsel olarak