RODRIGO REY ROSA - Sağırlar
Bu kitabı değişik ülke yazarlarını okumak istediğim
için aldım. Rey Rosa Guatemala’lı bir yazar... bu ülke hakkında pek birşey
bilmiyordum ama Latin Amerika ile ilgili olarak çok kitap okuduğum için
ülkesinin anlatımı bana tanıdık geldi... Ülkede nüfusun yarısından
fazlasını Ladinolar denen Avrupalı (İspanyol) karışımı, geri
kalan kesimini ise Guatemala
Kızılderilileri (Mayalar) oluşturuyor... Maya Kızılderilileri ile
ladinolar arasındaki ilişkiler ile yine burjuvalar ve yerlilerin ilişkileri
romanda ana ekseni oluşturuyor... ülkede yaşanan iç savaşın sona ermesinden
sonra kaldırılan bazı askeri grupların hala ülkede vatandaşlar üzerinde etkili
olması da diğer bir unsur olarak bulunuyor... siyasal ve sosyal alandaki ahlaki
çöküntü, yerli halk ve diğerleri arasındaki hukuktan, kültüre, yaşam tarzına
dair uçurum da romanın konusu içinde kalıyor...
Bu genel çerçeveden sonra aslında romanda anlatılan,
bir kayıp-kaçırılma hikayesi... bir çeşit polisiye olay ama hiçbir şekilde size
bir polisiye hikaye okuyormuş gibi gelmiyor... yazar olayları çok dolambaçlı
bir yoldan çoğu zaman üstü örtülü bir biçimde anlatıyor, siz kendiniz yerli
yerine koyuyorsunuz... bu anlatıma rağmen kitabın ritmi, akıcılığı hiç
bozulmuyor, merakla okumaya devam ediyorsunuz... oldukça karmaşık bir anlatımda
yazarın merak unsurunu diri tutmasını çok başarılı buldum... araya ülke
gerçeklerini yerleştirmesi de çok iyiydi...
Sonuç olarak ben yazarı başarılı, romanı ilginç
buldum, size de öneririm...
Ayrıca arka kapak açıklaması romanı çok iyi aktarır
bir biçimde yazılmıştı bu anlamda editörü kutlamak gerek... okuru yanıltan
açıklamalardan sonra bu bana çok iyi geldi...
Çevirmen:
Seda Ersavcı
Sayfa
Sayısı : 223
Basım
Yılı : 2014
Yayınevi : Sel
Sağır bir köylü çocuğun ortadan kayboluşuyla zengin bir bankerin kızının kaçırılması arasında nasıl bir bağlantı olabilir? Şiddetin tam kalbinde aşktan ve adaletten söz edilebilir mi? Kaçmak ve kaçırılmak, bilinç ve bilinçsizlik arasındaki sınırlar ne kadar belirsizleşebilir?
Rodrigo Rey Rosa, Latin Amerika edebiyatının o kendine has damarını her anlamda yakalıyor; minimalist ama tansiyonu yüksek, neredeyse her satırında okuru bir kez daha şüpheye düşüren tutkulu bir hikaye anlatıyor. Günümüz Guetamala’sının çürümüş politik ilişkileri kadar, yerli halk ile burjuvalaşan sınıfların keskin ve acımasız sosyal yaşantısını da gözler önüne seriyor.
Eserleri birçok dile çevrilmiş, Guetamala Milli Edebiyat Ödülü ile onurlandırılan ve yazını Paul Bowles’la ilişkilendirilen Rey Rosa, sessizliğin dilini, barbarlığın uygarlığını ustalıkla yansıtıyor.
“Rey Rosa gerçek bir usta, çağımın en iyisi.”
Roberto Bolaño
o zaman not alalım , teşekkürler...
YanıtlaSilah yanda ayfer tunç john fowles gördüm. en sevdiklerimden. cumartesi günleri murat gülsoy boğaziçinde yazarlık dersi veriyor :) maşallah iyi bi okursunuz. nazlı eray thomas mann da gördüm. yine benimkilerden :) sezgin kaymazı okuycam onu okumadım :)))) hımmm iyi okursunuz sevindim oleeey :) bana bi rakip çıktı kikiriki :) bi ara beim kitaplara da bakabilirsiniz bi araaa :)
YanıtlaSilMurat Gülsoy'u pek sevemedim gerçi bir tane okudum ama en azından bir daha okumadan karar vermemeliyim :) sezgin kaymaz'ı kaçırmayın o kesin... okumayı seviyorum ama ben bu kadar çok bu konuda blog olduğunu bilmiyordum çok sevindirici... sizin blogunuza da baktım diye hatırlıyorum (kitap eylemi blogunda görmüştüm) bundan sonra daha sıkı takip ederim...
Silkitap eylemi en eski ve iyi arkadaşlarımdan ki. bugün sahaf festivaline gitmiş. bloguma gelip söyledi. iyi kitap blogçusu arkadaşlarımız var yaa. sizi onlara tanııtırım ki. onları da size. sizi biraz hareketlendireyim ben yaa :)
YanıtlaSil