SEZGİN KAYMAZ - Geber Anne

Sezgin Kaymaz'ı son romanı ''KÜN''le tanıyıp çok çok beğenmemden sonra sondan başa diğer romanlarını okumaya başladım ve yazarın 2. romanı benimde okuduğum 2. roman oldu... bu kitabın tanıtımı fazlasıyla ilgimi çektiği gibi ismi de bir o kadar itici gelmişti ama Kaymaz romanlarında şaşırmayı peşinen kabul etmeniz gerekir... okuduğum bu romandan sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki Sezgin Kaymaz'da hikayeden bağımsız olarak yalnızca anlatım tarzı için okunabilecek yazarlardan... sadece yazarın ismine bakarak kitabı alıp okuyabilirsiniz...

Şimdi gelelim bu romana... otoriter bir anne, ona çok bağlı onyedi yaşındaki bir oğul... ilk başta ''oidipus kompleksi'' gibi duruyorsa da hikaye öyle ilerlemiyor ve çok şaşırtıcı bir sonla da bitiyor... aslında anlatılan ''zaman yoktur'', ''paralel evrenler'', ''reenkarnasyon'' gibi günümüzün ilgi çeken konuları... ve yazar çok başarılı bir şekilde anlatıyor... reenkarnasyon bana çok fantastik gelir ama zaman ve paralel evrenler konusunda yazar gibi düşünüyorum... ayrıca başlangıçta bana itici gelen kitabın adı da romanın içinde hiç aykırı durmuyor ve etkileyici olduğu da aşikar...

Romanda yetiştirme yurtlarının ve yöneticilerinin berbat halleri de ''Kerem'' karakteri üzerinden çarpıcı bir biçimde aktarılıyordu ki bu konulara dikkat çekmesi açısından da çok değerli bir roman bu...

Açıkçası ben bu romanı yayımlandığı ilk yıl okumayı isterdim... bu kadar geç kalmak iyi olmadı çünkü zaman vb. konularda son yıllarda çok kitap okudum, eğer 1998'de bu romanı okusaydım çok daha fazla etkilenirdim... tabi bu benimle ilgili bir durum yoksa romanın güzelliğini gölgelemiyor...

Son olarak ben ''Kün''ü daha neşeli ve güzel bulduysam da bu romanı da mutlaka okuyun derim....

Yazar: Sezgin Kaymaz
Sayfa Sayısı :365
Basım Yılı : 2011-8. Baskı (1998-1. Baskı)
Yayınevi :İletişim

Mutlu bir aile, İsmailoğlu ailesi: Otoriter anne Melek Hanım, baba Şükran Bey, oğulları Tufan ve Tayfun, köpekleri Sarı... "Annesinin sarı prensi" Tayfun, onyedisine basacağı gün eve biraz erken döner. Fakat bu sesler, annesinin yatak odasından gelen bu sesler... Kapı aralığından görünen yabancı erkek bacağı... Yoksa?... Tanrım! Tayfun'un doğum günü, Melek Hanım'ın intihar günü olur... Aradan yıllar geçer, yetiştirme yurdu müdürü İhsan Beyit, meslekdaşı ve "abisi" Hasan Çokar'a bir çocuk gönderir. Mecburiyet olmasa, kimsenin yanından ayırmak istemeyeceği bir çocuktur bu. O sarı saçlar, o yüz, o konuşma, o karizma... Bir sicil vardır çocukta, "tövbe estağfurullah, Mevlut gibi!" Sonra? Sonrası karmaşık, komik, heyecanlı; hem "kelalaka" hem fazlasıyla alakalı... Üstelik, uyarı levhası hediyeli; Zaman'la fazla oynama!.. Sezgin Kaymaz, ilk romanı "Uzunharmanlar"da "Bir Davetsiz Misafir"le başlattığı "fantastik eğlence"yi "Geber Anne!"de başarıyla sürdürüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH